5 Mayıs 2013 Pazar

Adventure Valley - Bruksel

Bu cumartesi aksam hayatimizda bir degisiklik yapip disarida yemek yemeye karar verdik. Brusselslife.be sitesine girip, restoran bolumune girip, mutfaklari sectim ve neden bilmiyorum vietnam mutfaginda karar kildim. Vitnam mutfagini secince de ilk karsima cikan opsiyon herhalde adi A harfi ile basladigi icin Adventure Valley oldu. Cok detayli incelemeyip telefon edip rezervasyon yaptirdim.

Aksam restiranin oldugu Place Saint Lambert'e varip da arabaya park icin yer bulmakta zorlaninca bu bolgenin gece hayatinda onemli noktalardan biri olduguna kanaat getirdik.


Internet sitesinde ingilizce bilgi bulmanin mukun oldugu mekanin menusunun sadece fransizca olmasi tabii ki cok hosumuza gitmedi. Menuyu inceleyince de "Vietnam mutfagi bu muymus? Cin mutfagindan farki ne ki?" seklinde bir tepki verdik ilk olarak. Bu tepkinin sebebi baslangiclarda dim sum' ana yemekerde de noddle tarzi seyler disinda baska cok bir opsiyon olmamasiydi.

"Neyse ne, geldik, bari deneyelim" diyerekten ortaya bir karisik baslangic tabagi, karidesli noodle ve beef tepanyaki soyledik. Icecek olarak da Thai birasi Singha istedik.

Singha ilk defa ictik. Hafif icimli, hos bir pils birasi cikti karsimiza.


Karisik baslangic tabaginda sebzei borek, karides, siste tavuk, ne oldugunu anlayamadigimiz acili birsey, eksi-tatli sos ve cevisli bir sos vardi.


Beef teanyaki yukses sesli cozurdama sesleri esliginde geldi masamiza. Yaninda da tabii ki pirinc vardi.


Koca bir yapragin uzerinde servis edilen noodle'da karides miktari iyiydi. Karidesten daha cok karnabahar vardi.


Ortam cok buyuk degildi ve nerdeyse tum masalar doluydu. Sonuc olarak farkli bir gece gecirdik. Gercekten lokal Vietnam yemegi yedip yemedigimizden emin degilim aslinda, bize sanki Cin restoranindaymisiz gibi geldi, ama yediklerimizin tatlari guzeldi. Toplam 65.00 oyro hesap odedik. Ana yemekler 18.00, Singha 3.00, baslangiclar da 11.00 oyro civarindaydi.

9 Şubat 2013 Cumartesi

Butao Ramen - Hong Kong / Cin

Gecen Eylul ayinin uc haftasini is icin Cin'de gecirdim. Yogun ve epey stresli gunlerdi. Gunduzleri musteriyle beraber tedarikcinin uretim tesisinde gecerken, geceleri de saat farkindan dolayi Avrupa'yla telekonferanslarla gecti zaman genelde. Iki hafta ust uste bu yogun tempo devam edince, ikinci haftasonu "bana musade" diyip haftasonu icin Hong Kong'a kactim. Iyiki de kacmisim, Ramen ile tanismis oldum.

Cumartesi sabah Longgang'da kaldigim otelden otobuse atlayip yaklasik iki saatte sehir merkezine ulastim. Otele yerlestikten sonra da hemen tramvaya atlayip bir gun once internette arastirip buldugum Butao Ramen'e dogru yola koyuldum.

Ramen nedir? Wikipedia'da yazan aciklama su sekilde: Ramen (ラーメン rāmen?, IPA: [ɽaːmeɴ]) is a Japanese noodle dish. It consists of Chinese-style wheat noodles served in a meat- or (occasionally) fish-based broth, often flavored with soy sauce or miso, and uses toppings such as sliced pork (チャーシュー chāshū?), dried seaweed (海苔 nori?), kamaboko, green onions, and occasionally corn.

Degisik birseyler denemeye duyulan heyecan, ilgi, alaka ile bir gun once internet basinda yaptigim arastirmalar sonucunda gozume kestirmistim bu Ramen olayini. Tramvaydan inip biraz harita ile debelendiktan sonra kendimi Istiklal Caddesi'nin arka sokaklarina benzeyen dar, pis, karanlik bir sokakta buldum. Bir yandan icimden "herhalde yanlis geldim, bu sokak olamaz" diyip. diger yandan sokakta ilerlerken sol tarafta Kizilkayalar'dan daha ufak bir mekan dikkatimi cekti. Kapisinda yazan Butao Ramen yazisini gormem ve "yahu bu muymus internet sitelerinde anlatila anlatila bitmeyen mekan" diye dusunmem dogal olarak ayni anda gerceklesti. Mekanin onunde biraz zaman gecirip, alici gozuyle epey bir inceledikten sonra iceri (cok kucuk) girdim.


Iceri girer girmez calisanlarin hepsi yuksek sesle birseyler bagirdilar. Yapmis oldugum arastirmadan, gelen ve hesap odeyen herkesi bu sekilde selamladiklarini biliyordum. Buyuk bir masanin bir ucunda tek kisilik bir yer bulup elime tutusturan kagit parcasini incelemeye basladim.


Sonucta yenen sey Ramen ancak bu kagitta bir seyler isaretleyerek yapilan bazi secimlerle yemekle ilgili secilebilecek minimum seyleri (acilik orani, istenen et cinsi, sos, pisirilme suresi etc.) sectikten sonra oturup yemegimin gelmesini beklemeye basladim.

Ve sonucta karsima soyle bir sey geldi:


Gercekten agir ve guzel bir tad aldim. Domuz kafasi kemiklerinin suda kaynatilamasiyla yapilan et suyu agirligin sebebini acikliyordu. Ama cok rahatsiz olmadim bu agirliktan, tadini gercekten begendim. Yaninda da her masada ucer beser tane bulunan sogan tursusuna benzeyen birseylerden yedim biraz.


Farkli bir deneyim oldu. Simdi hatirlamiyorum neden icmedigimi ama yaninda buz gibi birayla daha da guzel olacagi kesin.

Kalkip hesabi oderken yeniden tum ekibin bagirarak tesekkur etmesi olayi gerceklesti. Ne kadar odedigimi hatirlamiyorum ama pahali birsey olsa hatirlardim. Elimde harita "simdi, ne yapsam?' diye dusunerek ayrildim mekandan.