14 Mart 2011 Pazartesi

Bechlwirt - Kirchberg / Avusturya

Eylülden beri "bu kış kayağa farklı bir yere gidelim" deyip duruyorduk. Her konu gibi bu konu için de son ana kadar hiçbirşey yapmayınca aylardır üzerinde konuştuğumuz tatil az kalsın gerçekleşemeyecekti. Şubat başlarında bir pazar günü saatlerimi internet karşısında harcayıp, aşağı yukarı 35 telefon görüşmesi yapınca gerekli rezervasyonları yapabildim. 12 kere falan karar değiştirdikten sonra o pazar günü yapılan görüşmeler ve hala boş odası bulunan oteller doğrultusunda Avusturya'da bulunan Kitzbühel'e gitmeye karar verdik.


Istanbul'dan uçakla Münih'e ulaştıktan sonra yine son ana bıraktığım başka bir konu az kalsın problem çıkarıyordu. Nasıl olsa havalimanında kolayca bulacağımı düşünerek kiralık araba ayarlamamıştım. Havalimanındaki tüm rent a car ofislerine tek tek girip kiralık tek bir araba bulamayınca, elimizdeki valizler ve kayaklarla tren istasyonunun yolunu tutmak üzereyken son anda boş duran bir rent a car ofisinde bir kere daha şansımı denedim. Ve ne enteresandır ki, 5 dakika önce tek bir arabası olmayan ofis ikinci denememde bana uygun bir araba temin etti.

Münih'ten Kitzbühel yaklaşık 2 saat sürdü araba ile. Yol boyunca 3 kere (2 kere benzinci, 1 kere yol kenarına park etmiş bir kamyoncu) yol sormak için durup, her üçünde de karşımıza tesadüfen bir Türk çıkınca, yurdum insanının Avrupa'nın her köşesinde nasıl nüfuz ettiğini bir kere daha anladım. Kalacağımız yer Kitzbühel ve Kirchberg kasabaalrının ortasında Klausen isminde bir yerdi. Arabayla Kitzbühel'e 5, Kirchberg'e 2 dakika mesafe uzaklıktaydı. En iyi yanı pistlere çıkan teleferiklerden birinin kaldığımız yere 5 dakika yürüme mesafesinde olması idi.



Yıllarca sadece Kartalkaya ve Uludağ'da kaydıktan sonra pistler uzunluk ve adet olarak gerçekten mükemmel geldi. Kaldığımız 5 gün boyunca pistlerin açılışından kapanışına kadar durmadan kaymamıza rağmen daha hiç görmediğimiz epey bir pist kaldı.

Akşam yemeklerini ya Kitzbühel'de ya da Kirchberg'de yedik. Burada bahsetmek istediğim restoran da Kirchberg'in içinde bulunan Bechlwirt. Son akşamımızda girdiğimiz bu restoran ya da yemekleri için öyle anlamsız abartılı övgü dolu sözler söylemeyeceğim. Kötü bir yer değildi, aksine ortam da yemekler de gayet güzeldi. Ama içtiğimiz şaraptan (Santa Rita, Şili) o kadar etkilendik ki, diğer herşey geri planda kaldı. Sanıyorum bugüne kadar içtiğim en iyi Cabarnet idi. Tam gövdeli, ağızda yoğun bir tat bırakan bu şarap gerçekten çok hoşumuza gitti. Dönüş yolunda tüm duty free'lerde ve Istanbul'da birkaç markette aramama rağmen malesef bulamadım. Nasıl satın  alabileceğimi bulabilmek için google aracılığıyla internet sitesini budum ama daha detaylı olarak inceleyemedim.


Bu güzel şarabın yanında yemek olarak ıspanak köftesi (Spiantknödel'i doğru mu çevirdim emin değilim), tavuk göğsü ve tavada domuz yedik. Benim en çok beğendiğim ıspanak köftesiydi. 



Tatilin son gecesi gittiğimiz bu restoranda güzel geçen bir tatili kutlamak için başlangıçta içtiğimiz proseccolar dahil herşey için 2 kişi toplam 47.00 € ödedik. Bechlwirt'e gitmezseniz kaybedeceğiniz hiçbirşey yok ama Santa Rita'yı mutlaka deneyin.