9 Nisan 2012 Pazartesi

Terborght - Huizingen / Belcika

Gecenlerde bir aksam brusselicious.be sitesinde dolasirken kendimi bir anda bir Michelin yildizli Terborght restoranina rezervasyon yaptirirken buldum. Restodays isimli bir organizasyon kapsaminda 36.00 euro kisi basi fiyat ile bir oglen menusu sunuyordu bu restoran.
Dun Izzetlerin de katilmasiyla beraber Bruksel'in merkezine 20 dakika mesafedeki bu restorana gittik. Yesillikler icerisinde cok hos tugladan bir yapi karsiladi bizi.


Sofraya oturdugumuzda baslangiclar servis edilmisti bile. Ortada balikli krakerler ve bunlar icin zeytintagli bazi soslar vardi. Bunun disinda herkese deniz mahsulu agirlikli iki kucuk tabak servis edilmisti.


Ardindan birbirinden sirin mi sirin ekmekler, tereyagi ve zeytintyagi susledi sofrayi.



Ardindan icinde balik (ne baligi oldugunu unuttum) eti ve corbasi, uzerinde yine bir balik eti, fois grais ve armut olan bir tabak ve bildircin yumurtasiyla yapilmis cilbir ve minik karideslerden olusan baska bir tabak geldiler.




Ve ana yemege geldi sira. Ilk ana yemek tabagi deniz mahsulu agirliktaydi.


Ardindan domuz eti ve yaninda kucuk bir tabakta domuz yanagi servis edildi.



Bu asamaya geldigimde artik ben kendimden gecmistim diyebilirim. Masaya gelen her seyi kusursuzdu. Hepsi uzerinde uzun uzun dusunmeyi, konusmayi gerektiren tadlardi. Restorana gelirken cok az miktarlarda bir seyler yiyecegimi ve masadan ac kalkacagimi dusunuyordum. Ama daha sira tatliya gelmeden ben doymustum bile. Tatli herhalde tek tabak olarak gelir diye dusunurken arka arkaya tatli tabaklari yagdi masaya.





Tatlilar da yemegin geri kalani gibi kusursuzdu. Ozellikle son gelen ve cikolata cesitleriyle dolu olan son tabak beni benden aldi. Ozetle essiz bir deneyimdi diyebilirim. Ac kalkacagimi dusundugum bir masadan hem maddi hem de manevi anlamda dopdolu kalktim. Hatta o kadar dolu kalktim ki yemekten sonra hemen eve donmeyip midemizi rahatlatmak icin biraz yuruduk.

Yolunuz Bruksel'e duserse Terborght'a mutlaka ugrayin. Ben kendi adima Michelin yildizinin ne anlama geldigini anlamis oldum.

1incikordon - Izmir

Is sebebiyle yine Izmir'deyim. Dun aksam geldim, persembe Istanbul'a' pazar da Cancan'a ucucam.

Bugun amacim uzun zamandan beri berberler pahali oldugu icin kestirmedigim saclarimi hazir Izmir'deyken kestirmekti. Ama cok tipik bir Polisac gunu yasamis oldugum ve ofisi erken terk edemedigim icin berbere geldigimde berber kapanmisti. Ben de berber planini yarina birakip kendimi korsona attim. Karsima ilk cikan o oldugu icin de 1incikordon (http://www.1incikordon.com/) isimli mekanin disaridaki masalarindan birisine kuruldum.

Uzun zamandan beri raki&meze yapmamis olmanin verdigi aclik ile baligi salladim ve beyaz peynir, duble raki, saksuka, salata ve ahtapot izgara soyledim.


Ya uzun zamandir ayri kalmis olmaktan, ya da tadlari gercekten guzel olduklarindan dolayi masaya gelen hersey (ozellikle raki) cok hosuma gitti. Salata sogansiz ama rende peynirliydi. Ev yapimi hissi veren minik ekmeklerin uzerine patlican koyup yemek, yaninda buzlu rakidan yudumluyuk, Izmir Korfezi'ni solumak mutlu etti beni.

Tabii ki hizimi alamayip bir tek raki daha, beyaz peynir ve kalamar izgara ismalardim.




Ahtapotu "ehh iste", kalamari "hos" diye anlatabilirim. Ama genel olarak memnun kaldim ortam, yemek, icki uclusunden. Bu uclu icin sonucta 95.00 TL odedim. Bugunun kuruyla tam 40.00 Euro yapiyor. Yine kendimi tutamiycam ve karsilastiricam. Bruksel'de bunlari yesem yine ayni seyi oderdim sanki. Dolayisiyla burasi oraya gore daha ucuz degil.

Neyse 95.00 Tl'ye degdi. Yalniz yemek yemekten nefret eden biri olarak yine de memnun ayrildim masadan ve otel odama geri dondum. Youtube'dan buldugum acid jazz tinilari esliginde yaziyorum simdi bunlari. Yataktaki yerimi almak uzere ayriliyorum huzurlarinizdan.