22 Ağustos 2012 Çarşamba

Jumbo - Istanbul

Aslinda simdi herkes bu mekana "J Burger" diyor ama ben Jumbo diye tanidim, hala Jumbo diyorum.

Gecen hafta is icin Turkiye'deydim. Istanbul'da kisitli zaman bulununca tabii ki o kisitli zaman cok degerli oluyor. Gorulmesi gereken akrabalar, bulusulmak istenen arkadaslar ve tabii ki de tadilmak istenen lezzetler.

Uzun zamandir gitmemis oldugum icin ve tadilmak istenen lezzetler listesinde on siralarda bulunan tatli sosu sebebiyle bir pazar gunu oglen yemegi icin Jumbo'ya gidelim diye tutturdum. Bana direnemeyen patronu ve ne oldugunu anlayamayan minik canavarimizi kaptigim gibi Jumbo'ya vardim.

Gittigimizde mekan her zamanki gibi doluydu. Iceri girince mekanin arkaya dogru genisletilmis oldugunu fark ettim.




Ogle yemegi sonrasi bir arkadaslara aksamuzeri cayina sonra da evde cig kofte partisine gidecegimiz icin bu sefer radikal bir degisiklik yaptim ve her gittigimde siparis ettigim cift katli burgerler yerine tek katli bir cheeseburger, patates tava, poppers, bolca tatli sos, aci hardal ve buz gibi efes soyledim.



Sonuc olarak bu soylenenlerin agizda biraktiklari tat beklendigi seklide kusursuz oldu. Tatli sosu anlatmam imkansiz ancak tecrube edilir. Yalniz burada eklemek isterim ki bu tatli sosu sevmeyen bircok kisi de tanidim. Tabii ki tatli sosu sevmediklerini ogrenir ogrenmez kisisel "kime ne kadar deger verilecek" listemdeki yerlerinde ufak kaydirmalar yapmam gerekti ama olsun. Yani bu sosu sevmeyenler de olabiliyor.

Kendi yapimi hardallari eskiden deli aciydi. Hatta bir keresinde bu hardaldan yiyen patrona "aci mi?" diye sormus ve "yuzume bak" cevabini almistim. Acidan yuzu kipkirmizi olmustu. Bu sefer cok aci gelmedi, tadi da cok birsey ifade etmedi acikcasi.

Belki uzun zamandir gitmedigim icin belki de uzun zamandir Bruksel'de nereye gidersem gidiyim hep makul ve hak eden fiyatlar odedigim icin fiyatlar biraz gereginden fazla yukselmis geldi. Uc kisi toplam 200.00 TL'ye gibi bir rakam odedik.

Bu Jumbo tecrubesinin bombasi bir ara kucagimda oturan minik canavarimizin koca bir sise birayi uzerime dokmesi oldu. Yanimiza gelen gorevli yardimci olurken ilk cocugumuz oldugunun belli oldugunu soyledi.

4 Ağustos 2012 Cumartesi

Kizil Ada Restaurant - Fethiye

Yaz tatilininin bir haftasini Fethiye'de gecirdik. Bir sabah kahvalti icin tam karsimizda bulunan Kizil Ada'ya gittik.

Kizil Ada Restaurant'in buyuk bir surat teknesi var. Alinmak istediginiz yeri soyleyince sizi ucretsiz gelip aliyorlar, sonra da geri birakiyorlar.

Tekne adanin Sovalye Adasi'na bakan tarafina yanasiyor. Burada denize girmek icin kullanilan genis bir platform var. Restaurant'in bulundugu yukari bolume merdivenlerle ya da buraya kurulmus olan kucuk finikuler sistemi ile cikiyorsunuz.

Bar ve restaurant adanin acik denize bakan tarafinda bulunuyor, bu sebeple ruzgara acik ve cok sicak havalarda bile rahatca oturulabiliyor.

Biz masaya oturdugumuzda sofra henuz yeni kuruluyordu. Ama zengin sofranin kurulmasi bes dakika surmedi bile. Avrupa'da sadece garsonu bulmak icin dakikalar harcamis biri olarak Turkiye'deki servis kalitesi ve hizinin tabi ki cok ileri oldugunu dusundum bir kere daha.


Turkiye ozleminden midir ya da acik havada kahvalti etmekten mi bilmiyorum ama yedigim hersey cok hosuma gitti. Adaya herseyin teknelerle tasindigini hatirlayacak olursak, Fethiye Korfezi'nin ortasindaki bu adadaki servis ve yemek kalitesi cok guzeldi bence.

Kahvalti icin kisi basi otuzbes lira odedik. Aksam yemegi fiyatlarinin hafif tuzlu oldugunu duymustum ancak burada bir kadeh icki esliginde gunesi batirmanin, ardindan da guzel bir yemek yemenin essiz bir deneyim olacagi kesin.




Kahvalti ve turk kahvelerinden sonra denize girilen platforma gidip gunun yaridan fazlasini mukemmel denizde yuzerek ve guneslenerek gecirdik.

Kizil Ada kahvalti yapip tum gunu gecirmek icin ya da vakt-i keraat ve aksam yemegi icin cok ideal bir mekan.