8 Ekim 2011 Cumartesi

Chez Leon / Brüksel

Can'ımıza kavuşmamıza 9 gün kaldı. 


Haziran sonundan beri Brüksel'de yaşıyoruz.


Bu önemli bilgileri verdikten sonra bu akşam yaklaşan doğum sebebiyle bize gelmiş olan annelerimizle gittiğim Chez Leon'dan (www.chezleon.be) bahsetmeye başlayabilirim. Gran Palace'a çok yakın, Rue Des Bouchers'de bulunan bu restoran Leon Vanlancker tarafından 1893'de kurulmuş. Yani bizim gittiğimiz bu akşam 118 yaşında.


Beyoğlu'ndaki Nevizade Sokağı andıran Rue Des Bouchers, her tarafı restoranlarla ve neon ışıklarıyla dolu daracık bir sokak. Restoranların çoğunluğu fixfiyata çeşitli menüler sunan turistik yerler olsa da Chez Leon gibi lokal ve eski restoranlar da mevcut. 




Görebildiğim kadarıyla iki kata kurulmuş bu büyük restoran hep çok dolu. Biz bu akşam gittiğimizde kısa bir bekleme sonrasında giriş katında bir masaya kuruluverdik.


Menüde deniz mahsulleri ve lokal bazı belçika yemekleri ağırlıklarını hissetirse de farklı bir çok şey bulmak mümkün.


Cezayirli bayan garsonumuzun bizimle türkçe konuşarak vermiş olduğu menülerle biraz zaman geçirdikten sonra seçimlerimizi steak, leon spagettisi, morina balığı, kalamar, salyangoz ve bir litre açık roze şarap  şeklinde yaptık.





Önden gelen kalamarları ve salyangozları mideye indirdikten sonra şarapları yudumlayarak ana yemeklerimizi beklemeye başladık. Sanıyorum hayatımda ilk defa salyangoz yedim, epey hoşuma gitti. Tadı mantardan çok farklı değildi. Eritilmiş tereyağı ve sarımsakla beraber yapılan sunum tadını çok daha güzel yapıyordu. Kalamarlar neden (fazla un?) bilmiyorum, börek gibiydi. Tadı çok güzeldi ama bizim bildiğimiz kızartma kalamardan daha farklıydı.







Steak ile beraber helder, archiouc ve au 3 poivres sosları servis edildi. Türkçesiyle bunlar mantarlı, yeşil biber & kremalı ve domates & sarmısaklı soslardı. Leon spagettisi güzel (ama tuzsuz) bir deniz mahsulleri spagettisiydi. Morina balığı da buharda pişirlmiş bir şekilde haşmala patates ve yumurtalı & tatlı bir sos ile servis edildi.


Yemek o kadar keyifli geçti ki 1 litre şarabı bitirip (çoğunu ben içtim tabii ki), bir çeyrek şişe daha aldık. Sonrasında içilen iki espresso ile beraber herşey için toplam 142.30 euro ödedik.


Chez Leon kısa ya da uzun bir Brüksel ziyaretinde mutlaka uğranması gereken, hep dolu, lokal, eski ve keyifli bir restoran.