23 Ocak 2011 Pazar

Sagardi - Barcelona / İspanya

Hayatın toniği gerçekten güneyde mi? Bence öyle. Sadece aşağıdaki resim bile buna katılmayı gerektirmez mi? Barcelona'ya gitmişsiniz, bavulları otele bırakıp kendinizi sokağa atmışsınız ve daha iki dakika geçmeden ilk gördüğünüz şey bateri çalıp şarkı söyleyerek ilerleyen kalabalık ve renkli bir grup.



Güneye gitmeyi geçtim, güneyle ilgili birşeyler yazmak bile kuzeyle ilgili yazmaktan daha keyifli sanki. En azından benim için öyle olduğunu söyleyebilirim.

Geçen yaz birkaç günlüğüne Barcelona'ya gittik. Gitmeden önce farklı kişilerden duyduğum "keyifli şehir" tanımlamasına katılmamak mümkün değil gerçekten. Kuzey Avrupa'nın soğuğunun, düzeninin, griliğinin yerini biraz düzensizlik, sıcak ve hayatın canlı renkleri almış burada. Şehir size habire bir şeyler oluyor ve siz bunları kaçırıyorsunuz hissi veriyor dinamizmiyle.

Yemek, içmek insanın başlıca ilgi alanlarından birisi olunca bu gezinizin rotalarına da yansıyor doğal olarak. Biz gitmeden önce Barcelona'da birkaç yıl yaşamış bir arkadaşımızdan ve çeşitli internet sitelerinden toparlamış olduğumuz bilgilerle nerede ne yiyeceğimize aşağı yukarı karar vermiştik. Olay sadece yemek de değil, lokal pazarlara uğramak da ayrı bir keyif bence. Bu nedenle mesela Boqueria isimli pazar şehirde ilk gittiğimiz yer oldu.



Şehirde geçirdiğimiz zaman süresince kapalı olduğu için gidemediğimiz bazı restoranlar da oldu. Bunlardan en çok içimizde kalanı sanırım La Paradeta. Kiloyla deniz mahsüllerinin satıldığı bu mekanın internet sitesine bakmanızı ve eğer yolunuz Barcelona'ya düşerse uğramanızı öneririm. Bizim yolumuz bir daha o taraflara düşerse sanırım ilk uğrayacağımız yer burası olacak.

Şimdi bahsetmek istediğim restoran Sagardi isimli bir tapas bar. Burayı almış olduğumuz tavsiyelere uymamayı kararlaştırdığımız bir akşam Gotico bölgesinin daracık sokaklarında kaybolduğumuzda tamamen tesadüf eseri keşfettik. İçeri girdiğimizde upuzun bir barın üzeri çeşit çeşit rangarenk tapaslarla doluydu. Epey kalabalık olan mekanda birkaç dakika nerden nasıl sipariş vereceğimizi anlamaya çalışırken imdadımıza bardaki yerlerinden kalkan bir grup yetişti. Hemen kalkanların yerine konuşlanıp, bir garsondan iki boş tabak edindik. Garson bize tabaklarımızı istediğimiz şekilde doldurabileceğimizi, sadece tapasları yedikçe üzerlerinde bulunan kürdanları tabağımızda muhafaza etmemiz gerektiğini, hesabın kürdan adetlerine göre hesaplanacağını söyledi. İçimizden "bu sistem yurdumuzda olsa nasıl olurdu?" diye düşünmeden edemedik. Bu düşüncelerle çok vakit kaybetmeden hemen denemelere başladık tabi. Hepsi birbirinden lezzetli olan bu tapasların yanında adını bilmediğim, buz gibi lokal asitli bir beyaz şarap içtik. Genel tercihimiz zaten hep lokal en çok tüketilen içecek neyse onu denemek şeklinde oluyor böyle yeni yerlere gidince. Şimdi teker teker her tapasın ne kadar güzel olduğunu anlatmayacağım, aşağıdaki resimler zaten kendi kendilerine olayın boyutunu anlatıyorlar diye düşünüyorum.









Tapasların tanesi 1.80 € idi, beyaz şarabın kadehi de 2.80 €. Internet sitesinden tam adresini bulabileceğiniz Sagardi'ye mutlaka uğrayın, pişman olmayacağınıza eminim.